ÖZLEME POZİSYONLARI

Tekerleğin arasına sıkışıp kalmış küçük bir taş gibi sen sürdükçe dönüyorum sevgilim. Can çekişmek ile rüzgar almak arasında yol alıyorum seninle. Bazen çok acımasız olsan da ani frenlerin beni kendime getirmeye yetiyor. Bazen tekerlekten kurtulup seninle arabada saatlerce sevişmek istiyorum. Bu sefer dudaklarının arasında sıkışıp kalmak, rüzgarı kokunla alıp, canımı dilediğince çekiştir istiyorum. Fakat sen şimdi ayak izlerine aldırmadan uzun yürüyüşler yapıyorsun benim olmayan denizin kıyılarında. Kıyılarında deniz olan şehirlerde senin aklını çeliyor olmalılar. 

Seni kolay çelinen aklından özledim yatağımda sevgilim. Sen birine dair etkileşim içerisinde olduğunda seni yoldan çıkarmasını sessizce beklerdin. Bu üst düzey bir zeka sevgilim. Ne yazık ki zekanın barikatlarını devirip seni kendimden uzaklaştırdım. Haklısın. Akıl almaz aptallıklar yaptım. 

Seni bazen evin yolunu şaşırışımdan özlüyorum sevgilim.

Bazen sırf seni özlemiş olmak için özlüyorum. Kafamda dolaşan tırtılım. Beynimi kemirir gibisin. Seni kenarları kırkılmış beynim ile abartarak özlemek istiyorum. Hemde her pozisyonda sevgilim. 

İçerken çeneme damlayan su gibi seni özlemek istiyorum. 

Sahilde kimsenin bisiklet sürmediği bir günde kulağımda sesin ile yolun tam ortasından yürüyen ayaklarım gibi özlemek istiyorum. 

Ellerim cebimdeyken söküğünü fark edip parmağımın kasıklarımı kaşıması gibi özlemek istiyorum. 

Kapının tokmağının ellenmediği ve telefonumun şarjının bittiği bir günde duvarda daireler çizen parmak uçlarım gibi özlemek istiyorum. 

Göğüslerimden diz kapaklarıma inen sıcak suyun beni tahrik etmesi gibi seni özlemek istiyorum. 

Tanımadığım ölülerin mezarlarında dolaşırken, bir tanesinde durup, taşın hemen önüne bıraktığım kırmızı gül gibi seni özlemek istiyorum. 

Hafta sonlarının vazgeçilmez kahvaltılarındaki omletin peyniri gibi özlemek istiyorum. 

İçimde yanıp sönen ışıkların faturasını ödemen gerektiğini bilmiyor musun? Çok masraflısın sevgilim. Bazı akşamlar ikimizin yerine içtiğim şarabın, sen gittikten sonra kokun hala var diye taşınmadığım evin kirası, adresini bulabilmek adına verilmiş rüşvetler ve nereye gittiğini bilmediğim mektuplar bir hayli zorluyor bütçemi. Fakat seni çıplak seviyorum. Sen rakamların olmadığı bir dünyada artan değersin. Hikayelerini bulmak adına gezen birini, üstelik milletin kalçasını okşamadan elleri ceplerinde gezen, sana kör gibi aşık birini neden kıçı üstünde ve hala seni saç tellerinden topuğuna kadar arzularken bıraktın? 

Seni kaçıp gittiğin kendinden özlüyorum sevgilim. 

Seni korkak boynundan, acımasız dudaklarından ve kara çukur gözlerinden özlüyorum. Ben su üstünde hiç sensiz durmadım. Kısa zaman da özlemlerimi tatmin etmezsem yutulan bir balık olup karşına dikileceğim.

YEŞİM TEKE