BAĞ BOZUMU


13 yaşındaydım bağ bozumunu ilk görüp de tadına vardığımda.
Sonbahar başı olgunlaşır üzümler  Anadolu'nun göbeğindeki bu kasabada.
Her evin bahçesinde yetiştirilir sebze meyve. Üzüm uzaktaki bağda.
Uzakta büyük bir bağımız var. Sıra sıra dizilmiş üzüm çubukları yemyeşil koca yapraklar altında üzüm salkımları.Yüzlerce çubuk.

Evden gün batımından önce çıkıldı o bağ bozumu günü. Bir sürü nevale hazırlandı .Tencereler, tavalar. Testiler, sular, sebze, meyve . Onlarca kişi için yetecek yiyecek ve içecek. Bir sürü küfe. 
15  20 kişi bir minibüse binip çıktık yola. Bağa varınca erzaklar yamaçtaki dama yerleştirildi. Herkes işe koyuldu. Reis yengem. O yönetiyor her şeyi. Üzüm kesecek olanlar kesip yanına bırakıyor çubuğun. Başkaları tepsilere topluyor ve götürüp küfelere dolduruyor. Eve götürüp ya şırahnada ezilip suyundan pekmez kaynatılacak ya da yemek üzere ayrılacak.
Bir kısmı da cinsine göre topladığı üzümü bağın ortasına yapılmış sergi yerine götürüyor.  Serecekler kurutmak için. Önce ilaçlı bir suya batırıp belli bir şekilde diziyorlar. 
Bir gurup da yemek işiyle uğraşıyor, bir panayır alanı gibi şarkılar türküler söyleniyor. Herkes işe ortama uygun giyinmiş şalvarlar yemeniler. 
Biz çocuk ve gençler olarak  pek işle ilgilenmiyoruz. Şehirde büyümüş beceriksiz  hayta gençleriz. Dayımın oğlu ve ben. Herkes, hummalı bir şekilde eğlenceli bir öğle yemeğinden sonra  akşam yaklaşınca toparlanıp, dönüş hazırlığımız başladı. 
Bir altımızdaki bağda da hasat var. Bizden iki gün önce başlamışlar bitirmiş işlerini, Ürgüplülerin bağında. 
Selamlaştılar bizimkilerle.
Bir de 17 18 yaşlarında bir kız var. Hafif dalgalı dağınık saçlı ayağında çiçekli sarı şalvarı üstünde vücuduna yapışan düğmeli bir bluz. Yandan bir bakış attı bana. Hatice.  İçim serinledi.  Bu gece rüyama girer valla. 
Sonra yengeme "yarın yardıma gelebilirim" dedi.
Eve vardık herkes yorgun. Dinlendik. Ertesi sabah aynı telaş tekrar gittik bağa. 
Biz kuzenle işle fazla ilgilenmiyorduk. Irmağa akan kurumuş dere yatağında koşturuyor kertenkele kovalıyorduk. 
Çocuk aklımızla tartıştık ve o döndü gitti bağa.
Ben biraz daha ilerleyip dönüşe geçtim bağa doğru kızgın güneşin altında çalıların diplerinden yürüyerek. 
Bir hışırtı duydum.  Karşımda Hatice. Fütursuzca yaklaştı." Otur dinlen" dedi. Çalıların dibinde bir taşın üstüne çöktüm.  Yanıma geldi. "Sen herif oldun mu?" Dedi. Afalladım. Ben 13 yaşındayım. 31 den başka cinsel deneyimim yok o zamana kadar. 
Bir de biraz çıplak kadın resimleri. Tamam sakal bıyık terledi kamışa su yürüdü de. Cinsellik hayalden öte gitmedi.  Karşımda durup hesap soran öğretmen edasıyla Ürgüp'lü Hatice.
Geldi oturdu yanıma. Önce eliyle yanağıma dokundu. Acemilik ne yapacağımı bilmiyorum. Daha  hiç bir kızı öpmemişim dudağından ve dokunmamışım canlı bir memeye. 
Sonra fanilamı çıkardı üstümden eliyle okşayıp tahrik etmeye başladı. Kamışa su yürüdü."sen çok kıllı olcan ilerde" dedi. Oldum da. Aniden çıkarıverdi  üstünden bluzunu. Resimlerden başka ilk defa meme gördüm hemde gerçek canlı tiril tiril.
Mal gibi bakıyordum. Çekti başımı kendine. "Hiç emmedin mi ananı" diye yapıştırdı kafamı o iki beyaz güzel tepenin arasına. Gül gibi ter kokuyordu. Sonra gösterdi her yerini hem gözüme hem elime. 
İki saat öğretti bana Anadolu usulü cinselliği. 
Ve "Ee artık erkeksin. Bozuldu bekaretin " dedi.
Çok tatlı şeyler yaşamıştım. Bedenimle bir bedenin içine girmiş kendimden geçmiş patlamıştım. 
Bekaretim bozulmuştu.  
İşte bu benim ilk bağ bozumum.
Ne  zaman bir soran olsa bağ bozumu nedir diye gülümserim. 
Bağ bozumu hikaye. 
O aslında benim Bağ bozumuma bahane.

İHSAN ÜVEZ

Yorumlar