"...Herkes mutlu olamaz Molla, herkes acı da çekemez... Mutlu olan, acı çekene bakıp mücadelesini sürdürürken, acı çeken mutlu olmak için mücadele eder. Kısırdöngü yaşamın değişmez kanunudur. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz diyen ateistle, O'dan geldik, yalnız O'na döneceğiz diyen dindar aynıdır."
Yaşamak, yaşarken körleşmek, duyguları köreltmek, duyuları sessize almak, alıp vermemek, verdiğin ödünlerle ölüp gitmek... Uçurumun kenarına şarkı söylemek için, dostunun kollarının arasına intihar için gitmek. Aslında gitmiyorsun. Olduğun yerde sayıyorsun, belki de düşüyorsun. Düş gördüm sanıyorsun ama sen aslında çoktan düşmüşsün.
Okurken hayatı sorguladığım, kim olduğumun arayışına girdiğim ve satır aralarında, anlamsız görünen her ne varsa aslında ne kadar anlamlı olduğunun farkına vardığım kitap "Düşmüşler'i" okurken, sanki tek değildim. Doğu ve Molla ile beraber hayatın akışına kapılıp gidiyordum. O kadar samimi, o kadar yalın ve o kadar akıcı ilerliyordu ki olaylar, insan bu kitap bitse nasıl olur ya da bitmese? diye kafasında sorular döndürüyor.
Evet, yani tabii ki bitirdim. Her güzel şeyin sonu vardır klişesini yaptırmayın bana ama bitti işte. Bu bitiş ise bende bir başlangıcı doğurdu. Yazarı ile tanışmak şerefine eriştim. Edebiyat dünyasına yeni dahil olmuş bu genç ve başarılı yazarın kim olduğunu, bu kitabı nasıl yazdığını merak ettim ve benim gibi kendisini tanımak isteyen okurları adına bir röportaj gerçekleştirdim.
"...Çırpındıkça daha derine iniyordu insan. İndikçe düştüğü yer daralıyor ve hareket imkansızlaşıyordu."
Kızıl Çehre Operasyonu ve Düşmüşler adlı kitapların değerli yazarı Salim Ender, 29 Şubat 1988 senesinde İstanbul'da dünyaya geldi. Öfkeli, asi ve yaramaz çocukluk dönemi, yarıda bıraktığı eğitimi ve hayattan küçük yaşta almaya başlamış olduğu dersler hatta acıları, belki de Salim Ender'i okurlarına kazandırdı.
Edebiyat alanında başarı elde etmiş birçok isim, genelde edebiyata olan ilgilerinin çocuk yaşlarda başladığını söylerler. Fakat Salim'de durum biraz farklı. Salim, yaşamım rayına oturdu cümlesini kurmaya başlamadan öncesinde edebiyat ile fazla iç içe değildi. Tabi okul yıllarında kompozisyon yazarken bir yanı belkide ileride başarılı bir yazar olacağından emindi.
Salim Ender'e ilk okuduğu kitabı sordum ve Sidney Sheldon "Gece Yarısının Ötesi" olduğunu öğrendim. Peki şu rayına oturan yaşamından sonra, bir kitap yazmaya nasıl karar vermişti Salim Ender?
"Okuduğum kitaplar bana yetersiz gelmeye başlamıştı. Bir kitap yazma düşüncesi doğdu aniden. Düşüncemin üzerine, farklı düşünceler eklenmeden hemen yazmaya koyuldum. 18 yaşında ve henüz okumam gerekli olan çoğu kitabı okumamıştım. Bu yüzden yazdıklarımın kalitesi ve kitap haline gelebilmesi açısından, kendimi okumaya ve araştırmaya verdim. Tarih, din, siyaset elime ne geçerse her şeyi okudum. Kendimi ve elimde tuttuğum kitabı hazır hissettiğimde, yayıncıların yolunu tuttum."
Bir yazar için ilk kitap, ilk aşk gibi. Heyecan dolu, hata dolu ama asla unutulmaz bir yere sahiptir. Acaba Salim Ender ne hissetmişti ilk kitabından sonra?
"Benim için büyük bir heyecandı. Fakat çevremdekilerden göremediğim destek, beni biraz küstürdü. Tabii ki yılmadım ve birçok yazar, yayıncı ile görüşüp, kendimi geliştirmek adına mücadele ettim. Sıra ikinci kitabımı çıkarmaya geldiğinde ise bu sefer kimsenin desteğini beklemedim. Eserlerimin ben öldükten sonra da okunması ve unutulmaması en büyük dileğim. Bu dileğim adına, kendimi geliştirmeye devam ediyorum."
Siz kime yazar dersiniz, bilmiyorum ama bu soruyu Salim Ender'e de sordum.
"Klişe bir söylem ile yazar eli kalem tutan herkestir, diyelim mi? Ben kalem tutuyorum ama yazar değilim. Bu söylemi de kabul etmiyorum. Paranoyak yada kafası farklı yapıda olmayan kimsenin de gerçek bir eser verebileceğini sanmıyorum. Ahlak tabularından tamamen sıyrılmadan, özgün bir roman yazmak mümkün değildir. Bilgi artık internet sayesinde kolay ulaşılabilir hale geldi. Sayfalarda bilgi sunmanın, artık çok fazla okurun tercih ettiğini sanmıyorum. Yakın gelecekte özellikle öykülemenin tutulacağını ön görüyorum."
Her yazarın, kişiliğine veya yazış tarzına göre, kitap yazarken farklı yöntemler denediğini ve planlamalar yaptığını düşünüyorum. Salim Ender, bu düşünceme şöyle karşılık verdi; "Ben nasıl bir karakter yazacaksam, onunla ilgili düşünerek kendimi ona hazırlıyorum. Başka birisi olmak bana zor gelmiyor. Tabi keyifli bir süreç olduğunu söyleyemem. Bu yol paranoya ister."
Beni, Salim Ender'in Düşmüşler kitabında en çok etkileyen, karakterleri çok sağlam oturtmuş olmasıydı. Doğu ve Molla karakterleri, içimizden birilerinin olduğu kesin. Molla bir denge karakteri. Doğu ise hikayenin düşmüş olan karakteri. Salim Ender'in bu iki karakterle anlatmak istediği; "Yazmak, çapsız bulduğunuz bir düzene karşı sadece yazarak mücadele edilen bir yol belirlemişseniz, sizi ancak düşmüş olarak adlandırırlar."
Düşmüşler'i okurken, biran sanki Salim Ender'in hayat hikayesini okuyorum gibi geldi. Salim Ender'e, Düşmüşler'in kendisinden izler taşıyıp taşımadığını sordum.
"Hikayenin ruhunun yapı taşı aslında bu izler. Yaşamadan ne kadar gerçekçi yazabilir insan?"
Salim Ender'in en beğendiği kalem Oğuz Atay. Öldükten sonra kıymeti daha çok bilinen adam Oğuz Atay. Ruhu okuduğumuz kitaplarında dolaşan sevgili Oğuz Abi'yi sevgiyle anıyorum bu arada...
Son olarak Salim Ender'e şuan devam etmekte olan projelerini sordum sizin için. Belki sizde benim gibi, heyecanla yeni bir kitap müjdesi bekliyorsunuzdur.
"Edebiyat dergilerine yazmaya devam ediyorum. Bir yandan da ilk romanım "Kızıl Çehre Operasyonu" devam kitabı bitti, baskıyı bekliyoruz. Bunun haricinde yeraltı edebiyatı tarzında bir kısa romanımda hazırda bekliyor."
Salim Ender'e verdiği cevaplar adına teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarken, keyifle ve heyecanla okuduğum Düşmüşler kitabının değerli, genç yazarı Salim Ender'i tanımış olmaktan da onur duyuyorum.
"Kulak vermedikleri; acı dolu, isyan planlı ve devrim hazırlığı içinde bulunan çığlığıma; bir kağıt yaktım, mürekkeple harladım ve dibi katran olmuş zihinlerinizi tutuşturmak adına biraz daha haykırdım. Bağırdım, yırtındım, duruldum ve döküldüm her bir satıra..."
YEŞİM TEKE
Gerçekten başlayınca ekden bırakılamayan bir kitap Düşmüşler.
YanıtlaSilVe yine yeşim in kaleminde hayat bulan
Güzel bir biyografi tanıtım ve röportaj yazısı olmuş bu makale.
Teşekkürler.