BİRAZ DA MUTAHHARA ARLI ÖZKÖK


Düşler nereye ben oraya dedim bir gün içimden. Düşlerin ayak izlerini takip edip, beni maceradan maceraya sürüklemesini umdum. Peki umduğumu buldum mu? 

Sevgi, emek, hüzün, veda, kavuşma ve anlamsızlıkların içerisinde anlam bulmaya çalışan gariban bir umut... Bulduklarım meğer çok önceden bulup bunadıklarımmış. Ayak izleri, bir rüzgarın getirdiği toz kütlesi ile izlerin üzerini gizlediği an durmaya karar vermiştim ve avuçlarıma baktım. Evet, avuçlarımda düşlerim, düşüşlerim, düşüncelerim vardı. Aslında hayatı hayat yapan her ne varsa şuan benim avuçlarımda çevrilmeyi bekliyordu. Nasıl mı? Sayfa sayfa.... 

Düşler Nereye Ben Oraya adlı şiir kitabı ile Mutahhara Arlı Özkök, mısraların arasında bana gülümsüyor ve tekrar tekrar okumaya doyamadığım şiirleri ile bu kitap hiç bitmiyordu. Her neyse, öyle böyle derken vedayı gerçekleştirdim. Çünkü bu kitaptan bir öncesine rastladım ve zaman geçmeden "Rıhtımdaki Gölge"'yi şiire susamış, dili damağı şiirsizlikten kurumuş bir okur gibi okudum. 

Aylardan belki Nisan değildi ama Mutahhara Arlı Özkök'ün "Nisan" adlı romanı ile zihnimi ve kalbimi buluşturduğumda artık en sevdiğim mevsim Nisan olmuştu. Anladım ki ben bir süredir kaliteli edebiyata, samimi duygulara ve akıcı cümlelere açtım.

Zihnimi doyuran değerli şair-yazar Mutahhara Arlı Özkök ile tüm okurları ve sevenleri için bir röportaj gerçekleştirdim. Merak ettiğim ne varsa sorarken, kitaplarını okurken hayal ettiğim Mutahhara'dan farklı bir Mutahhara görmedim. Cümlelerinde bulduğum yalınlık kişiliğinde de mevcuttu. 

Peki Mutahhara ne zaman dünyaya gelmeye karar vermiş, nerede kesinleştirmiş ve ailesi de edebiyat ve sanatla iç içe miydi yoksa Mutahhara, genetik yeteneğin çok daha fazlasını mı başarmıştı?

1978 yılında Elazığ’da dünyaya gelmiştir. Dört kişilik bir çekirdek ailenin en küçük üyesi. Babası Erzincan’da valilik yaptığı zamanlarda, annesi Mutahhara'ya hamileymiş. Ankara’ya tayinleri çıktığında  Mutahhara “Dünyaya geleceğim de geleceğim,” diye tutturunca, mecburen arada Elazığ’da, anneannesinin  yanında mola vermişler. Üç aylıkken geldiği kara gözlü şehrim dediği büyüdüğü, koştuğu, oynadığı Ankara'da yaşamıştır hep. Eşi ve hayatımın anlamı dediği oğlu Ege ile birlikte, kendi çekirdek ailesinin dişi kuşu olarak hâlâ Ankara'da yaşamaktadır. 

Mutahhara Arlı Özkök, Hacettepe Üniversitesi işletme bölümünden mezun olmuştur. Bunu ilk öğrendiğimde biraz meraklanmıştım. Edebi yönü bu kadar kuvvetli, başarılı bir kalem acaba neden edebiyat bölümünü seçmedi diye. Anladım ki sözelde olduğu kadar sayısalda da çok başarılıydı. Mutahhara'yı takdir ederken içimden, dışımdan da bununla ilgili sorumu hemen yönelttim. 

"Edebiyat bölümünü okumak aslında istiyordum. Fakat benim dönemimde en çok tercih edilen bölüm İşletme bölümüydü. Türkçe kadar matematik dersim de çok başarılıydı. Bir tercih yapmak durumundaydım ve hakkımı İşletme bölümünden yana kullandım. Şimdiki aklım olsa Edebiyat bölümünü seçerdim. Fakat hiçbir şey için geç değil. Roman yazılımıyla ilgili kitaplar okuyorum, nasıl kurgu yapılır vs. Bir öğretmenim bile var, bana literatür ve yazım konusunda ders veriyor. Öğrenmenin zamanı da yaşı da yoktur, kişi kendini her zaman geliştirmeli, eksikliklerini tamamlamalı. Alparslan Demirbilek Öğretmen’ime sevgilerimi ve saygılarımı iletiyorum bu söyleşiyi okursa eğer :)"


"Bir şiir adadım sana.
  Biraz manolya, biraz kır çiçekleri.
  Öpüşlerimi ekledim üzerine
  Dalında açtı gül..."

Ortaokul dönemlerinde şiir yazmaya başlayan Mutahhara'nın çocukluk dönemlerinde başlamış edebiyata olan ilgisi. Roman yazmak çocukluk döneminin en büyük hayallerinden biriydi. İlk okuduğu şiir Cahit Sıtkı Tarancı'nın Otuz Beş Yaş şiiri. Bu şiirden sonra artık en büyük hayali bir şiir kitabı yazmak olmuştur. Öylesine güzel bir tesadüftür ki Mutahhara Arlı Özkök, ilk şiir kitabını çıkardığında otuz beş yaşındaydı. 

Okuduğu ilk romanı sorduğumda ise Balzac'ın Vadideki Zambak olduğunu öğrendim. Peki Mutahhara Arlı Özkök için şiir neydi? Mısraları ile ne zamana kadar içimizi ısıtmaya devam edecekti?

"Duygu, çağrışım ve izlenimlerin dizeler halinde dile getirildiği söz sanatıdır şiir. Bu kitabi tanımı tabi… Bana göre şiir az sözle çok şey anlatmaktır. Şiir, duygularınızı cebinizdeki imgelerle harmanlayıp, ahenk içerisinde kelimelerle dans ettirmektir. Bir şair olarak size şu tarihe kadar yazacağım dersem kendime ve kalemime ihanet etmiş olurum. Dilerim ki kalemim hiç kurumaz ve ben nefes aldığım sürece devam eder."

Hep merak ettiğim bir konu var şairler hakkında. Mısralarda gezinen o akışkan, taze, sıcak, ayna gibi duygular sadece bir şairin şiir yazma becerisinden mi yoksa aslında sadece kendini mısraların ardına gizlemiş şairleri mi okuyoruz bilmeden? Mutahhara Arlı Özkök'ün şiirlerinde de gizli bir Mutahhara var mıydı yoksa muazzam bir yetenek mi okuduğumuz?

"Herkesin görünmeyen bir tarafı vardır elbet, ancak bu tek başına değildir. Yetenek olmadan bir yere kadar gidebilirsiniz ki o noktada tıkanır kalırsınız. Eğer ikisini birlikte kullanabiliyorsanız sürekli üretirsiniz. Bu sadece şiirler için değil, düz yazı için de geçerli."

Roman yazabilmek, yazdığın romanı okura severek ve heyecanla okutabilmek çok zordur. Fakat ben Mutahhara Arlı Özkök'ün Nisan adlı romanını bir solukta okudum. Peki şiirden sonra roman yazma fikri nasıl doğmuştu?

"Düz yazı geçmişim de var elbette ancak bir yerlerde paylaşmadım. Eşimin bu konuda teşvik etmesi büyük rol oynadı diyebilirim, o iyi bir roman okuyucusudur ve inanılmaz bir hayal gücü vardır. Bendeki kurgulama yeteneğinin farkındaydı. Olayları kelimelerle ifade ediş şeklimden yola çıkmış olacak ki bu alanda da ilerlemem konusunda ısrar etti ve roman alanında eserler ortaya koymam gerektiğini söyledi. Ben de onu dinledim…"

Şimdi benim, sizin ve tüm okurların aklında en merak edilen soruya geleyim ve tüm okurlar cevabını öğrenmiş olsun. Mutahhara Arlı Özkök'ün kaleminden dökülen yeni eserler yola çıktı mı ve bizimle ne zaman buluşacak?

"Şu sıralar polisiye- kurgu diye nitelendirebileceğim ikinci romanım üzerinde çalışıyorum. Bir de deneme türünde bir kitap çalışmasına başladım ama o daha çok yeni. Çok yakında sizlerle olacağını umuyorum." 

Mutahhara Arlı Özkök'e bir kelime söyledim. Bu kelimenin, zihnine düşürdüğü ilk cevapları almak istedim. Gelelim kelimeye ve Mutahhara Arlı Özkök'ün cevaplarına...

Kelime "Hayal Gücü"

1 yazar? "Agatha Christie"
1 film? " Cesur Yürek "
1 şehir? " İstanbul "
1 iç organ? " Kalp "
1 mevsim? " Bahar "

Mutahhara Arlı Özkök'ün Biraz Manolya kitabını bitirmek üzereyken ben, sizlere yeni başlangıçlar adına keyifli okumalar diliyorum. Mutahhara Arlı Özkök'e söyleşi ve zihnimiz ile kalbimize dolu dolu dokunan değerli kaleminin aktarımı için sonsuz teşekkürler.

YEŞİM TEKE

Yorumlar

  1. Kalemine, gönlüne, kişiliğine, kardeşliğine hayran olduğum Mutaharra Arlı Özkök için hazırladığın tanıtım yazısı için teşekkürler Yeşim Teke.
    Görüyorum ki
    Yeşim de Mutaharra Arlı Özkök ile aynı çizgide.
    Kalemlerinize yüreklerinize sağlık.


    YanıtlaSil

Yorum Gönder