GÜZEL SEVEN ADAMLAR



Türk Edebiyatı'nda hepsinin de ayrı bir yeri var. Fakat onları ortak noktada buluşturan sevdaları. Bu adamlar sevdi miydi çok güzel seviyorlar...

RÜŞTÜ ONUR

Çok genç yaşta verem hastalığı yüzünden 22 yaşında hayata veda eden Rüştü Onur bu güzel seven adamlardan biri. "Garip Şiirinin" en değerli temsilcilerinden biridir. Hastalıkla savaş verdiği dönemlerde İstanbul'dan Zonguldak'a giderken Anafartalar vapurunda Mediha Sessiz isiminde bir kız ile tanışır. Mediha'ya duyduğu büyük aşkına dair mektuplar ve şiirler yazar. Mediha bir karın zarı iltihabı geçirir ve yaşamı sona erer. Rüştü, Mediha'nın ölümünün ardından kendi canını önemsemeden yaşamaya başlar. Bu derin acı onu gittikçe kötü etkiler. Mediha'dan ayrı yaşamına sadece iki hafta dayanabilir ve o da sevdiği kadının peşinden gider. Ciğerlerinden çok fazla kan gelmesi sebebiyle boğularak yaşamı son bulur.

  Tanrım açamadık içimizi
  Arık buluşmamız mahşere kaldı

  Ne yelken ne gemi var limanda
  Kaçmak bir uzun sefere kaldı.

  Mercan bir sahildeymiş gemiler
  Bulmak kasvetli günlere kaldı.

CEMAL SÜREYA

Cemal Süreya'nın şiirleri çırılçıplak bir aşk hikayesi adeta. O güzel seven adamlardan en tutkulu olanı. Tomris Uyar'a duyduğu aşk, şiirlerine tüm tutkusuyla yansımıştır. Tanıştıkları dönemde ikisi de evliydiler. Birbirleriyle tanıştıkları andan itibaren başlayan bu tutku dolu aşk, ikisinin de kısa bir zaman içerinde eşlerinden ayrılmasına neden oldu. Birlikte yaşamaya başladıklarında Cemal'in Tomris'e olan bağlılığı daha çok artmıştır. İş çıkışı koşarak evin yolunu tutan Cemal en romantik şiirlerini Tomris'i için yazmıştır.

Ay ışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni.
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni.
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni.
Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni.
Evime götürdüm yatağımda
Kasığından öptüm seni.

NAZIM HİKMET

1955 senesinde Vera ile tanışmasının ardından Nazım'ın son yılları, tutku dolu bir aşk ve memleket hasreti ile geçmiştir.  Vera, Nazım Hikmet'in saman sarısı saçlı, mavi kirpikli, kırmızı dolgun dudaklı biricik sevgilisiydi. Zor hapishane yılları ve kırık dökük ardında bıraktığı aşk hikayelerinin ardından Vera onun son aşkı, küçük annesiydi. Nazım'dan 30 yaş küçük olan Vera, Nazım'ın aklını başından alır ve onu tutku dolu bir aşka sürükler.

"Sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin. Canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum. Bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden..."

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Bedri Rahmi Eyüboğlu, asistan olarak görev alıyordu Mari Gerekmezyan ile tanıştığında. Mari ise Güzel Sanatlar Akademisi Heykel bölümünde misafir öğrenciydi. Mari le tanıştıktan sonra deliler gibi aşık olmuştu Bedri... Hatta birçok şair arkadaşına göre Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu şair yapan kadın Mari'dir. Aralarında alevlenen büyük aşkı, atölyede gizlice buluşarak yaşıyorlardı. 1946 senesinde Mari tüberküloz hastalığına yakalandı. Bedri, Mari'nin ilaçları için tüm tablolarını sattı. Fakat tüm çabalara rağmen Mari kurtarılamadı. Bu vedanın ardından hayata ve sanata küskün oldu Bedri Rahmi Eyüboğlu.

Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Agaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin.

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.

Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum

N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.

Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun.

YEŞİM TEKE

Yorumlar

  1. Örnek alınacak kişilikler.
    Sevgiyi sanata dönüştüren ve tabuları yıkan insanlar.
    Sevenlere cesaret veriyorlar.
    Yüreğine sağlık onları hatırlattığın için Yeşim Yeke

    YanıtlaSil

Yorum Gönder