BEYAZ ORKİDE



Adı gibi gizemli ve sessiz, etkileyici görünümüyle Efsun. Henüz 21'ine  gelmiş bir afetti. 1.70 boyunda  balık etinde endamı, dolgun vücudu, kıvırcık saçları, süt beyaz teni ve sevimli tarzı ile herkesin ulaşmak istediği bir fıstık. 
Bir dergide editörlük yapıyordu. Ayrıca derginin en önemli yazarı idi bu kadar genç olmasına rağmen. 
Çünkü içinde yaşattığı aykırı dünya ve kendini geliştirmedeki becerisi ve güçlü kalemi onu etkili ve çekici kılıyordu.
10 yaşındayken komşu kızı ile cinselliği fark etmiş, lisede hissetmiş ve erkeklerin ne istediğini nasıl zevk aldığını öğrenme arzusunu büyütmüş içinde. 
Birkaç yıllık hoyrat özgür yaşamında yine de sonuca ulaşmış değildi. 
Aslında aradığı, içindeki yazma arzusunu kamçılayacak şeylerdi. 
Bugün de öğleden sonra iki üç arkadaşı ile serin havaya rağmen  İzmir'in güzelliğinde bir kafede oturuyordu. 

Sakince girdim içeri. Amacım bir bira içmek, 1-2 saat vakit geçirmekti.  Ortağı olduğum turizm acentesi için İzmir'de bağlantılar yapmaya gelmiştim. Kendimi en rahat hissettiğim kenttir İzmir! Anadolu'nun batı kapısı. İnsanlar uygar kültürlü ve güzeldir. 

O günüm yorucu geçmişti. Birkaç imzadan sonra akşam uçağı ile Ankara'ya dönmeyi düşünüyordum. 
Girdiğim kafe kordon da küçük sevimli 8-10 masalı bir yerdi.  
Ve fonda Serge Gainsbourg çalıyordu. Nisan ayının serinliği, kafenin içerisindeki sıcak havayı daha çekici kılıyordu. 
Barın sağında bir masa seçtim denizi gören. Karşımdaki masada ise 4-5 kişilik kızlı erkekli  gençler eğlenip şakalaşıyordu.
Hayıflandım gençliğim geldi aklıma.
55 yaşındaydım. Son sevgilimden ayrılalı 2 ay kadar oluyordu. Zaten  boşandığımdan bu yana geçen 23 yılda uzun süreli hiç bir ilişki yaşamadım. Biraz gönlümü hoş edip fiziksel ihtiyaçlarımı gidermekti yaptığım. Hiç kalp kırmadan yaşamak iyi geliyordu. 23 yıldır aşk uzaktı bana...

Bira ve yanına patates söyledim garsona.
O sırada karşı masadan kahkahalar geliyordu. Vakur duruşlu kıvırcık saçlı beyaz tenli genç kız kırıp geçiriyordu çevresini. Aynı zamanda kendinden emin üstün bakışlı tavrı hissediliyordu. 
Paris'te Son Tango filmindeki kıza benziyor. 
Kendilerine gülümseyerek baktığımı görünce;  o sevimli şey bana eliyle bir öpücük attı. Ben de gülümsedim ve  içimden  yaşlı amcayı eğlenceye katıyor şeytan kız dedim. Ama o ayağa kalkıp yanıma geldi ve "Selam ben Efsun ."dedi ve yanıma oturup,"Çok keyifli izliyordunuz, bana mı bakıyorsunuz?" Diye sordu. Boş bulundum ve kendimi suçlu hissettim."Adım Lider. Evet sana bakıyordum. Çok güzel ve seksisin."dedim. Gülümseyerek teşekkür etti ve kalkıp gitti arkadaşlarının yanına.
Ben 2 saatten fazla oturdum orada. Bir iletişim kurabilmek için fırsat kolluyordum. Bu kızı tanımak istiyordum. Ama o ilgimi çekip kaçmıştı. 
Kızdım kendime. En çok 21-22 yaşında ve neredeyse  oğlumdan 8 yaş küçük bir kıza ilgi duymuştum. Sapık gibi hissettim kendimi. 
Ama kız olgun davranışlı ve akıllı bir hava veriyor.  Kendine güvenen asi, aykırı ve çekici bir havası var. 
Ben bunları düşünürken gurup kalktı. Hesaplarını ödediler. Ben mutlaka iletişim kurmalıyım diye düşünürken sadece o yanıma gelip. "Genelde öğleden sonraları burada oluruz "dedi. Cevabımı bile beklemeden döndü ve gitti. 
Gerçekten efsun gibi bir kız. Beni büyüledi. Bunca yıl her çeşit kadınla diyaloğum oldu. Ama bu farklı bir etkileşim.  Belki de onun dudaklarının yanındaki tatlı kıvrım ve o siyah kocaman gözler süt beyaz ten etkiledi beni ya da içtiğim dört bira. 
Aklıma işim geldi birden. Hesabı ödeyip çıktım. Biraz serin hava iyi geldi.  İşlerimi bitirip otele döndüm ve birgün daha kalmaya karar verdim. Yorgunluk bira ve o beyaz Rihanna'yı düşünerek uyuyakaldım. 
Sabah kahvaltı sonrası aynı kafeye gittim. Aklım oradaydı. İçeri girerken onu gördüm. Barmenle konuşuyordu. Herhalde dün unuttuğu bir şeyi almaya gelmiş olmalıydı. Barmen beni görünce eliyle ona gösterdi beni ve
 "İşte orda"dedi
Efsun sakince yaklaştı. Vaktiniz varsa bir kahve içebiliriz dedi.
Oturduk karşılıklı. Kendinden söz etmedi, beni tanımaya çalışıyordu. İşimi ve gideceğimi anlattım. O zaman iletişimimiz sürsün  diyerek telefon numarasını verdi ve benim numaramı aldı.
Kendimi tuhaf hissediyordum. 
Benden yaşı oldukça küçük  birinden hoşlanmıştım. Bu efsunlu kızı tanımak çözmek istiyordum. Kendisinin bir dergide çalıştığını ve işine gitmesi gerektiğini söyleyerek ayrıldı. 
Hesabı ödeyip otele döndüm. Birkaç gün daha kalsam mı diye düşünürken telefonum çaldı. 
O arıyordu. Hayret! Genç bir adam  gibi heyecanlandım.  Bana ismimle hitap ediyordu. "Lider, sen ne zaman tekrar gelirsin? Seni tanımak istiyorum biraz etkilendim" dedi. Aklım gitti. Demek ki aradaki yaş farkına rağmen beni beğenmişti. Oysa onunla detaylı konuşmamıştık. Beni çekici bulmasını anlayamadım. 
"Bir kaç ay içinde yine gelebilirim." dedim. 
"O zaman Ankara'ya gidince beni ararsan sevinirim" dedi. "Tabii diyerek kapattım telefonu. 
Bu nasıl bir şeydi! Yüz yüze olduğumdan fazla heyecanlandım. Artık onu bir çocuk değil genç bir kadın olarak görüyordum ve bu heyecanla otelden ayrıldım. Öğleden sonraki bir sefere yetişip uçakla Ankara'ya döndüm. İş telaşı aklımdan çıkmıştı. Akşamüstü telefonuma bir mesaj düştü "sen de herkes gibisin" diyordu. Efsun un mesajı. 
Kimi kasdediyor herkes gibi diyerek düşündüm. Ve bir an önce evime gidip onunla rahat rahat telefon sohbeti yapma ihtiyacı duydum. Mesajına cevap olarak "göreceksin öyle olmadığımı" yazıp yolladım. 

Akşam eve geldim. Valizimi açmadan yatağın üzerine uzanıp telefona sarıldım. Açmadı önce, birkaç dakika sonra ise o arıyordu. "Arkadaşın yanındaydım. Odama geçtim. " dedi. Ve ben liseli aşıklar gibi sevindim içimden. 20 yıl önceki duygularım geldi aklıma. Kalbim çarpıyordu. Romantik bir durumdu ve erotizme yol açan bir duygu. "Nasılsın?" Diye sordum. "Yazıyorum." diye cevap verdi. Roman yazıyormuş sonradan öğrendim. 
Takıldığın biri var mı  diye sorduğumda "Bana asılmaya mı niyetlisin ?"dedi . Çok açık sözlü.
Ben de öyle olmalıydım. "Evet ama aramızdaki yaş farkı engel oluyor" deyince, "O kadar ilkel düşünmeye gerek yok" diye yanıtladı.
Bu şekilde başlayan sohbet 4 saat kadar sürdü. Ben kendimi gençliğimde kalan, unuttuğum, yaşayamadığım  bir duygu selinde buldum. 
Kapattıktan sonra, telefonu öptüm. Uyuyamadım uzun süre...
Sabah çok dinç kalktım. Aklımda Efsun. Kalbim çarpıyor bedenim arzuluyor. Bu kızda şeytan tüyü var! 18 yaş gençliği 40 yaş bilinci aynı ruhta bedende buluşmuş.
Gündüz mesajla selamlaşıyor birbirimize sevgi sözcükleri gifler imojiler yolluyoruz. Fırsat bulursa, kısacık bir selam telefonu ve o çekici haliyle fotoğraflarını çekip yolluyordu. Ve ben akşam telefonla görüşme arzusu ile yanıyordum. 
Akşam kişisel konuşmaların devamını getiriyor, gittikçe yakınlaşıyorduk. Bedenlerimizi arzular olmuştuk 3 günün içinde. 
Telefondan gelen saf, duru, bazen çocuksu bazen otoriter sesi, kıskanç ve tehditkar tavırları onu mutlaka görme isteğimi artırıyordu. 
Aşkı hatırlamıştım.
Konuşmalarımızda fantazilerimiz oluyordu. Dünyanın her yerine gittik beraber. Her yerde her pozisyonda seviştik. Sicilya'da tam en tatlı yerinde mafya babasına yakalandık. Hindistan'da hastalıktan kurtulduk.
Safari yaparken vahşi ormanda olduğumuzu unutup birbirimizin bedenini kutsarken  vahşi hayvanlardan zor kaçtık. 
Aramızdaki yaş farkına rağmen, herkese inat, iki sevgili olarak yaşadık telefonda. Sevdik, seviştik, tamamladık birbirimizi. Ve ben onunla yaşadıklarımı gerçek hayatta yaşayamamıştım. Çünkü kimseye böyle bir tutku hissetmemiştim. İçimdeki sevgi özlemi depreşmişti. Onsuz olamam diye düşünüyordum. 
Ama o işi biraz alaya alıyor olabilirdi. Hayatımda ilk kez telefonda seks yapılabileceğime inanmıştım artık.
Ve 20 yıldır cinsel diyalog kurduklarımın hepsi silinmişti hafızamdan.
Telefonda konuşurken her yerini okşuyor, öpüyorum ve  hissediyordum. Afrodit heykeli gibi görünen vücudunun her zerresini öğrenmiştim. Neyden hoşlandığını ne kadar arzulu olduğunu aklımdan çıkaramıyordum. 
Bazı geceler birkaç kez orgazma ulaştığımız da oluyordu
Haftalarca seviştim  onunla, bedeniyle, ruhuyla, kalbiyle.
Bana bağlanmasını da istemiyordum. Genç bir kızın ömrünü kısa bir süre de olsa ipotek altına almaya da hakkım yok diye düşünüyordum.
Ama ben aşık olmuştum. Onun ise duygularını bilemiyordum.
Dalga mı geçiyor yoksa yazacağı yazılara materyal mi topluyordu?
Olsun koyverdim kendimi bu girdaba.
Artık inanıyorum o da bıraktı kendini bu sevgi seline.
Tüm dünyaya inat yüreğimizin ve bedenimizin götürdüğü yere kadar gideceğiz. 
Herkesin kınayacağı ya da imreneceği bir aşk.
Onun gençlik cazibesi ve cesareti ve yazarlığının verdiği sosyal birikimi bana bu ufku açtı. Yeniden doğdum bu yaştan sonra. Dünya umurumda değil. Dur bakalım neler olacak. 
Hayal kurmadan gerçek yaşanmaz. Efsun istedikten sonra hiçbir şey de hayal olarak kalmaz. 
Ve ben bir gün. Onun geleceğine inanıyorum.   
O benim için son ışık, son nefes gibi.  
O benim beyaz orkidem. 
Aşığım.
Bu hikayenin mutlaka devamı  gelecek.

İHSAN ÜVEZ

Yorumlar