Ay karanlıkta kendini gösterdiği zaman, daralırmış kuşların
yüreği. Gündüz her şeyi bir kenara bırakıp dilediği gibi uçan kuşlar, alaca
karanlığı hiç sevmezmiş. Fakat ne zaman ayın ışığında bir yıldız kaysa, göğsüne
bastırırmış kuş kanadını.
Beni ürkek sevmelerin hep bu hikayeyi anımsatırdı kafamda. Sen
benim, canı hiç acımayacakmış gibi savrulan gece olunca uyumaktan değil,
rüyalarında yüreğine batan iğnelerden korkup kaçan ürkek kuşumdun. Belki de
hala geceleri terliyorsundur. Belki terini avuç içim okşasın istiyorsundur.
Belki de nefesim nefesinde kesilinceye kadar seni sevmeye devam edeceğimi
korkuların kadar iyi biliyorsundur.
Telaşsız, ellerim cebimde ve acılarımdan kaçmadan hala bildiğin
gibi yaşıyorum. Hala yeminlere ve keşkelere inanmıyorum. Şeker hala başımı
döndürüyor. Sen olsan, şeker içmeden de dönerdi. Ne kadar taze arzularım.
Seninle hiç sevişmemişim gibi hala senin teninin sıcaklığını merak ediyorum.
Soğuk olan ellerinin nasıl boynumu kavradığı, Beni çocukça ve oyun oynar gibi nasıl
da kavradığını, diz kapaklarından öpülmeyi sevdiğini, senin sıcaklığını
hissederken çıkardığın seslerin kulağımda nasıl bir müzik yarattığını ve
gözünün önüne düşen ıslak saç tellerini unutmadım. Unutmam mümkün değil nefesim
nefesinde kesilinceye kadar.
Son anda otobüse binişlerin, hem becerikli olup hem sevimli
sakarlıkların, hiçbir şarkının sonunu getirmeyişin, her şey yolunda giderken
göz yaşları içinde boğuluşların, seviyorum demeyi sırtımdan öperek ifade
edişin, sana sadık oluşuma inanmak istemeyip elindeki her şeyi kırıp
döküşlerin, özür dilerken ateşli öpüşlerin ve giderken bardağında bıraktığın
dudak izin…
Sen benden gitmemiş olacaksın nefesim nefesinde kesilene kadar.
Son bir kez daha soluğunu burnumda hissetmeden, ben senden gitmemiş olacağım. Nefesin
nefesinde kesilinceye kadar.
YEŞİM TEKE
Yorumlar
Yorum Gönder